TBMM Genel Kurulunda, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2024 yılı bütçeleri üzerinde CHP milletvekilleri söz aldı.
CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun (RTÜK) 1994’te kurulmasıyla bir gazeteci olarak, Türkiye’nin daha güzel, daha demokratik bir ortama evrileceğini düşündüğünü ancak çok geçmeden yanıldığını anladığını söyledi.
RTÜK’ün kurulur kurulmaz iktidarın sopası haline dönüştüğünü dile getiren Özkan, “2011 yılında anayasal bir kurum olarak yeniden oluşturulurken bu sopa büyük bir tehdit mekanizmasına dönüştü.” dedi.
RTÜK’e yönelik eleştirilerini sürdüren Özkan, “RTÜK, bütçeden pay almayı hak etmeyen bir kurumdur. Denetleme ve özgürlük alanlarını geliştirme yerine, savcılık kurumu gibi davranma, polis teşkilatı gibi davranma, yaşam alanlarına müdahale etme, özgürlük alanlarını daraltma ve bu daralan alanlar üzerinde kendine paye çıkartma kurumu şeklinde bir gidiş içinde. RTÜK, bu şekilde devam etmesi halinde toplumsal yapıya büyük zarar verecek.” diye konuştu.
“Bu yardımlarla ülkemiz ne gibi bir itibar kazandı bunu açıklamanız gerekir”
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, TİKA’nın, Türkiye’nin kurucu değerleri ve çıkarlarına uygun kullanıldığı takdirde faydalı bir kurum olduğunu ancak AK Parti döneminde kurumun etkinliği ve verimliliği konusunda şüphelerinin bulunduğunu söyledi.
Yumuşak güç olması ve Türkiye’nin etkisini, itibarını dünyada artırması amacıyla kurulan TİKA’nın bugüne kadar yaptığı yardımları asla küçümsemediklerini ancak ortada ciddi sorunların olduğunu aktaran Çakırözer, şunları kaydetti:
“Bu ülkede insanlar her gün ekmek kuyruğunda, iş, AŞ kuyruğundayken bu milletin vergileriyle 170 ülkeye 8 milyar dolar gönderiyorsanız, bu yardımlarla ülkemiz ne gibi bir itibar kazandı bunu açıklamanız gerekir. TİKA eliyle yardım götürdüğünüz 170 ülkeden kaçına KKTC’yi tanıtabildiniz? Ülkemizi soykırımla itham eden 33 ülke var, bu ülkeler arasındaki Libya ve Lübnan’da TİKA projelerimiz var. Bu yalanı, bu iftirayı sildirebildiniz mi? Hayır. Gazze’de katliam yapan İsrail’e karşı, işbirliği yaptığınız 170 ülkeden hangisinden ortak yaptırım kararı çıkarabildiniz? Tüm bunlara fiyasko denmez de ne denir? Türkiye’nin itibarı, ulusal çıkarı korunmuyorsa bu kadar para kime ve hangi amaçla gönderilmektedir?”
CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu üzerinde konuşmak üzere söz aldığını söyledi.
Kendisinin deprem bölgesinin milletvekili olduğunu ve bu kurumların hiçbirinin deprem zamanı Kahramanmaraş’ta bulunmadığını belirten Öztunç, şöyle devam etti:
“Bu kurumların olmaması normal ama olması gereken AFAD da yoktu. İnsanlar enkaz altında diri diri rahmetli oldular. Hükümet yoktu, hiç kimse yoktu. 1999 depreminde enkazın üstünde arama kurtarma ekipleri ‘Sesimi duyan var mı?’ diyordu. Bu depremde ne oldu biliyor musunuz? Enkazın içindekiler aşağıdan ‘Sesimi duyan var mı, bana yardım edin?’ diye bağırdı ama hiç kimse yoktu. Bugün de kimse yok. Deprem bölgesini unuttunuz. Deprem bölgesinde insanların neler çektiğini unuttunuz.”
“Durum iyi değil”
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 2024 yılı bütçesinin rantın, ithalatçının ve aracının bütçesi olduğunu iddia etti.
Bazı konuşmacıların 2002 yılıyla mukayesesini yaptığını, kendisinin de vatandaşın halini aynı dönem ile kıyaslayacağını belirten Gürer, etin kilogramının 2002 yılında 8 lira, pirzolanın ise 11 lira olduğunu anımsatarak, bugün gittiği kasapta pirzolanın 90 gramına 43 lira verdiğini söyledi.
Mukayese edildiğinde, etin gramla alınacak duruma geldiğini belirten Gürer, şunları kaydetti:
“AK Parti iktidarları döneminde vatandaşın kilo ile aldığı grama dönmüş, adet ise ürüne dönmüştür. Pirinçte üretimimiz 600 bin ton, ithalatımız 515 bin ton. Stok fazlası var deniliyor ama 20 günde pirincin fiyatı da birdenbire yüzde 20 artmış. Ülke olarak fasulyede dahi ithalatçıyız. Bu üç ürün mutfakların vazgeçilmezi iken bugün artık vatandaş kuru fasulye ve ete dahi erişemiyor. Verilere baktığımız zaman da ülkemiz ne yazık ki tarımda ciddi anlamda geriliyor. Anne, çocuğunu, ‘bir şey isterse alamam’ diye markete götürmekten vazgeçmiş, emekli çarşı, pazara akşam karanlığında gitmek zorunda kalıyor. Durum iyi değil. Emekli verdiğiniz 7 bin 500 lira ile geçinemezken dün Hazine ve Maliye Bakanı ‘Emeklinin durumu iyi’ diye anlatıyor. Bu nasıl bir kafa bunu da anlamak mümkün değil.”