Herkesin ne yapabilirim diye elinden gelenin fazlasını ortaya koyduğu, acıların en sıcak olduğu o günlerde bir haber geldi. Bir enerji şirketi devasa gemilerinden birini İskenderun Limanı’na yanaştırmış ve depremzedelere açmıştı. ‘Vay’ dedi herkes. ‘Ne de güzel düşünmüşler”.
Gemilerin sahibi Karadeniz Holding. Zaten öğrendik ki gemilerden biri, şirketi 1948’de kuran Rauf Osman Karadeniz’le adaş, Rauf Bey Lifeship adını taşıyor. Diğer gemi ise Süheyla Sultan adında. Süheyla Hanım da Rauf Osman Bey’in eşi. Holding’in dünya genelinde enerji odaklı projelerde çalışan 36 Powership ve LNG gemisinden oluşan bir
filosu var.
DÜNYADA SIK RASTLANMIYOR
Depremin üzerinden bir yıl geçti. Her iki gemi de aynı noktada depremzedelerin ihtiyaçlarına çare oluyor. Aradan geçen bir yılda bu devasa yüzer mahallelerde neler olduğunu Süheyla Hanım ve Rauf Bey’in torunu, şirketin üçüncü kuşak temsilcilerinden Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Zeynep Harezi Yılmaz ile konuştuk.
Merak ettim, acaba gemilerin afetlerde akut ihtiyacı karşılaması dünyada sık rastlanılan bir durum mu? Zeynep Harezi Yılmaz’ın yanıtı netti: “Hayır. Dünyada farklı farklı hastane gemileri var. Cruise ve ship’ler bu tür yardımlar için kullanılmaya müsait. Ama bunu bir yaşam kenti olarak kurgulamak ve acil durumlarda sağlık merkezi olarak kullanmak ilk defa bizim şirketimiz tarafından yapıldı.”
Zeynep Harezi Yılmaz
Yılmaz’dan öğreniyorum ki, Rauf Karadeniz’in oğulları (kendisinin de dayıları oluyor) Orhan ve Osman Karadeniz, bu büyük gemilerden birini petrol platformlarında ya da mühendislik projelerinde çalışırken barınma amaçlı kullanmış. Ama altı yıl önce gerçekleşen İstanbul depreminde yönetim bir karar alarak, gemiyi olası bir İstanbul depremi için hazırlamış. Yılmaz şöyle anlatıyor hikâyeyi: “Gemide çocuk parkları, revir, kreşler, sınıflar tasarladık. Hazır bir şekilde İstanbul depremine faydası olur diye tersanemizde duruyordu. Bir de İngiltere ve İrlanda arasındaki hızlı feribot seferini yapan dünyanın en hızlı feribotu olan Stella adında bir feribot almıştık. Onu da açıkçası yüzer ofis olarak kullanıyorduk. 6 Şubat’ta hemen Süheyla Sultan (Anneannemin ismi) Lifeship’in içini donatmak için harekete geçtik. Klimadan çamaşır makinelerine kadar ne gerekiyorsa tam teçhizatla donattık. Kreşlerin içine oyuncaklar, kütüphaneye kitaplar koyduk. 14 gün içinde tüm hazırlıkları tamamlayarak hızlı bir şekilde yolladık. Satın aldığımız ve Rauf Bey adını verdiğimiz feribotu da deprem bölgesine gönderdik. Gemileri kaşam kentine çevirdik.”
4 BİN YATAK
Süheyla Sultan ve Rauf Bey gemieri toplam 4 bin yatakla hemen hizmete açılmış. Yılmaz, “Rauf Bey’i yatılı okul yaptık. Nisan-haziran arasında hızlandırılmış etütler başlattık” diyor.
Rauf Bey yurt olurken Süheyla Sultan’ı da bütün ailelerin girebildiği bir yaşam kenti yaptıklarını söylüyor Yılmaz. Sözlerini şöyle sürdürüyor: “Travma yaşayan kişilerin üreterek iyileşmesinin mümkün olabileceği düşüncesiyle kaymakamlıkla birlikte hemen bir Halk Eğitim Merkezi kurduk. Çocuklara ve kadınlara eğitim verildi. Burada üretilen ürünleri hem sosyal medyada hem de çevremize satmalarına yardımcı oluyoruz. 12 Mart’tan itibaren Süheyla Sultan’da toplam bin 601 kişi kaldı. Kimi ilk günden bu yana, kimi de dönüşümlü olarak orada. Gemilerden biri depremde zarar gören Osman Ökten Anadolu Lisesi’ne ev sahipliği yapıyor.”
Peki gemiler daha ne kadar deprem bölgesinde kalacak? Zeynep Harezi Yılmaz, “Bize ihtiyaç oldukça buradayız” diye yanıtlıyor soruyu.
BUNDAN SONRASI VAKIFTA
-Deprem sonrasında yaşanılanlar, ailenin uzun yıllardır aklında olan bir planın hayata geçirilmesine de vesile olmuş. Yılmaz, “Bu projeler yıllardır gönlümüzde yatan vakıf kurma isteğimizi harekete geçirdi. Yürüttüğümüz projeler vardı çok da gerek duymuyorduk. Ancak gemilerin deprem bölgesine gitmesiyle birlikte vakıf kurma fikrini hayata geçirme kararı aldık. Ve Tek Dünya Karadeniz Vakfı’nı kurduk. ‘Tek Dünya’ dedemin bir şiiriydi. Oradaki sözler bize de kılavuzluk ediyor” diye anlatıyor vakfı. Tek Dünya Karadeniz Vakfı hem deprem bölgesindeki projeleri koordine edecek hem de uzun yıllardır kız çocuklarının eğitimine odaklanan Girl Power burs projesinin sürdürülebilirliğini sağlayacak.
Vakfın odağında kadın, çocuk ve eğitim var.