Devletin iç ve dış borcuna ilişkin resmi rakamlar açıklandıkça ülkedeki ekonomik sorunların ne kadar derinleştiği de görülüyor. Hazine’nin iç ve dış borç stoku şubatta bir önceki aya göre 258 milyar lira daha artarak ilk kez 7 trilyon lira sınırını aştı. 7 trilyon 238 milyar liraya ulaştı. Bunun 6.9 trilyon lirası AKP döneminde gerçekleşti. 2020’de 1.8 trilyon lira olan toplam borç, 2022’de 4 trilyon liraya, 2023 yılı sonunda ise 6.7 trilyon liraya çıktı. Bu yılın ilk iki ayında 7.2 trilyonu aştı. CHP Manisa Milletvekili, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Vehbi Bakırlıoğlu, devletin borcunun 4 yılda tam 4 kat arttığına dikkat çekti. Sadece şubat ayında iç borç stokunun 74.4 milyar lira, dış borç stokunun ise 184 milyar lira arttığına işaret eden Bakırlıoğlu, şöyle devam etti:
“2023 yılındaki borç stokundaki 515 milyar liralık artışın 230 milyar lirası döviz kurundaki artıştan kaynaklı. Dış borç stoku dolar cinsinden ise 2.7 milyar dolar artarak 121.8 milyar dolara yükseldi. Sadece alınan borçlardan değil, yüksek faiz ve kur artışından kaynaklı da ciddi bir artış söz konusu. Geçen yıl iç borç stokunun faiz yükü, anapara borcunu aştı. Yani borç için ödenecek faiz miktarı, borcun anaparasından daha fazla. Şubat sonu itibariyle 3 trilyon 440 milyar lira olan iç borç stokunun vadesine kadar ödenmesi gereken faiz yükü ise 5 trilyon lira sınırını da aştı. Bu şu demek: Hazine’nin her 100 liralık borcu için, 146 liralık faiz yükü oluştu. Hazine’nin toplam borç stokunun yüzde 63.5’ini döviz cinsinden ödenecek borçlar meydana getiriyor. Bir diğer sorun ise döviz cinsinden borçlanmalar. Dış borç stokunun tamamı ve iç borç stokunun ise yüzde 23.2’si döviz cinsinden borçlardan oluşuyor.”
Bakırlıoğlu, dövizin stok içerisindeki bu yüksek payı nedeniyle borç stokunun kur farkı yüzünden durduk yere büyüdüğüne dikkat çekti. Döviz kuru, enflasyon ve faiz oranları arttığında Hazine’nin borç stokunun faiz yükünün de katlanarak arttığına dikkat çeken Bakırlıoğlu, şunları söyledi:
“Yani devlet vadesi gelen borcunun taksitini ödeyebilmek için yeniden borçlanmak zorunda. Bunu görmek için ekonomist olmaya gerek yok. Bunu sokaktaki hangi vatandaşa anlatsak ‘AKP ülkeyi batırmış’ diyecektir. Ülkenin şu an kredi kartı batağına saplanmış vatandaştan hiçbir farkı yok. Ülke çok ciddi bir çıkmazda.
Hazine bütçe açığını kapatmak için sürekli borçlanmak zorunda. Gelecek yıl bu borç katlanarak daha da artacak. AKP iktidarı ülkeyi çok ciddi borç batağına sokmuştur. Bu yanlış ekonomi politikalarının ve düşük faiz inadının sonucudur. Artık ülkeyi bu dertten kurtarması mümkün değildir. Sandık önümüzdedir. İktidara kırmızı kart gösterme zamanı gelmiştir. Vatandaş 31 Mart’ta ilk kırmızı kartı gösterecektir.”